Şiirler, siirleri.org

Lezakhemün

Selçuk Bekar

Ey Lezakhemün,
Anlayacaklarını değil,
Anlamış görünebileceklerini istediklerinden
Seni böyle çağırıyor,
Dizeleri ezip büzüyorum
Aynı uzunlukta olmasınlar diye

Eros'tan bahsetmemi bekliyorlar
Afrodityum diye bir taştan söz etmeliymişim
Ki onunla kurulurmuş dişi yuvaların kuşları
Susturacaksa kurşunları eğer birisi
Sekhmet yapabilir mi diye sormaları cabası
Tutankhamon'u o sabah ne yemiş,
Yoksa o mu o sabah birini yiyecekmiş? !
Kahretsin bilmiyorum işte!
Hatta yine bilmiyorum;
Kaçıncısına gelebilmiş tanrı isimlerinin Budist derviş,
Ve niye alınmamış Tagore'den o satır...

Satır mı?
Neden olmasın?
Kasap Fahri ne güne duruyor Pursaklar tepesinde!
İyi de, Memed Emmi oğlu için niye üzgündü sabah
Bilmez mi makam koltuğudur,
Rahattır? !

Tanrım,
Bağışla bu garbi müziği dinlediğim için
Biliyorsun, sana son defa isyan etti kulaklarım,
Bu yüzden kaydı parmaklarımın arasından
Benzeşen sesler,
Uyaklarım...

Uyuklarım! ...
Evet...
Yaparım bunu biliyor musunuz:
Güzel konuşmak kadar bile güzel olmayan şeyler yazmam da
Sövmem de hatta entel dantel övgüleri almak için,
Hayvansı soyunuşlar ve isyankar kırıştırma imalarına bile kalkışmam ve hatta
(Bu kadar uzun bir dize yazmak bahasına) ,
Sisle sarmaş dolaş, yemyeşil ormanlarda gezdiğim,
Ve anacığımın bana göründüğü; beyazlar içinde
Gül yüzünde tarifi gayri kabil bir gülümseme,
'Hadi oğul, haydi artık gelsene'
Diyeceği rüyaya uyuklarım! ! !

Ankara - 02.10.2006



Selçuk Bekar  |
Puan: 0.66666666666667 / 3 Oy
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Arkadaşına Gönder     Yazdır     Hata Bildir
Bu şiire link vermek isterseniz aşağıdaki linki kullanabilirsiniz
Bu şiire bir forumdan link vermek isterseniz aşağıdaki linki kullanabilirsiniz