Vur Emri

Abdurrahim Karakoç

Bir haber dolaşır semada pulpul; 
Kılınçlar bilensin akın var Çin’e. 
Yiğitler at sürer düşman içine; 
Tarihe hükmeden bir ses duyulur: 
- Vur! TÜRKLÜK aşkına vur! 

Yüklenir bir ülke oymak ve avul, 
Sel olur ordular, batıya akar. 
Uçar elden-ele bozkurtlu bayraklar. 
Emreder bir başbuğ, sade ve vakur: 
- Vur! BAYRAK aşkına vur! 

Karışır top sesi, nal sesi, davul.. 
Çağdan çağa çığır açar gemiler. 
Bir hâkan atını denize sürer 
Ve der ki: “Yıkılsın Bizans’ı koruyan sur, ” 
- Vur! FETİH aşkına vur! 

Parçalanmak istenir bir ülke, Anadolu’dur: 
Şahlanır bir anda bin yıllık hınçlar; 
Eser poyraz poyraz eğri kılınçlar, 
Kütahya düzünde kelle savrulur... 
- Vur! TOPRAK aşkına vur! 

Ya... işte tarihin böyledir oğul! 
Geçmişten hız alsın geleceğin de.. 
Göster Türklüğünü tunç bileğinle! 
Bu dine, bu ırka ve bu toprağa 
Sataşmak isterse herhangi gavur: 
- Vur! ALLAH aşkına vur! 



Kaynak: Vur Emri (sh.16)