Nil

Akgün Akova

saçını tarıyorsun, saçların uzun 
omzuna onlarla taşınmış Nil nehri Afrika'dan 
yolunu şaşırmamış, tıngır mıngır taşınmış 
görenler var 
görenler var koca nehri omuzunda uyurken 
ben bile gördüm daha ne 
ama ben her yerini gördüm az buz değil 
eh olsun artık o kadarcık fark 
cumartesi çarşını pazarını, dolmuş durağını 
pazar günü yumuşak G'ni 
pazartesi çantanın bulutlandığını gördüm 
deli oldum 
bana koştuğun tren istasyonları hiç eksik olmazdı 
                                                                  çantandan 
güzelliğinden emin herkes gibi içinde ayna yoktu 
eskiydi meskiydi ama her an bir dilim şiir bulunurdu 
                                                                  kıyı köşesinde 
içim sıkılırsa kalkar o şiire yanaşırdım, okurdu beni 
kuyrukluyıldız mevsimine girdi miydi sevdamız 
yanına varılmazdı beyazlığından 
ama sen esmersin ekşi sarışın ekşi kumral 
bir de saçların sevişirken Nil 

saçını tarıyorsun, saçların uzun 
omzuna onlarla taşınmış Nil nehri Afrika'dan 
aklını oynatmamış, bile bile taşınmış 
duyanlar var 
duyanlar var koca nehri omuzunda ağlarken 
ben bile ağladım omuzunda kime ne 
ağlamanın da bir zamanı vardır sevgilim 
örneğin haritalarda ağlanmaz Nil'e yağmur inerken 
benimkisi, gülüşüm ıslak olmasın diyedir 
ağlamadan sayılmaz 
kedi mırıltısı desek daha doğru 
sahi, salı günü kedilerin olsun mu 
çarşambayı enayilere verelim, perşembeyi sevişmelere 
haftanın yedi günü yedi perşembe demek senin hesabına göre 
gülersin di mi 
gül bakalım gül 
ben ne zaman şiir yazacağım peki 
ne zaman şarkı söyleyeceksin pencerelerde 
üzüm lekeleri neyle çıkacak, çiçekler kuruyor susuzluktan 
çamaşır derdi olmayacak, ya insanlar, ya gün ışığı 
ya salyangozlar 
yat kalkla yürür mü sanıyorsun bu hikaye 
ama sen şiirsin ekşi roman ekşi öykü 
bir de saçların sevişirken Nil