Git

Fatih Kısaparmak

Demek gidiyorsun... 
Ben bunu haketmedim! 
Ne varsa aşka ve cesarete dair 
Sırtlayıp o büyük yangınınla gidiyorsun demek!! 
Git........ 
Oysa 
Sen öğretmen çıktığın yıl 
Vurup alnıma kavgayı 
Simsiyah bir süt gibi yaprak dökmüştü dar ağacı 
Akşamlarım olmuştu ve kuduz gecelerim 
Göz yaşlarım ağlarken 
Bir uzun yolculuk düşmüştü peşime 
O gün bugündür tetikte bir ömrün son kurşunusun 
Hiç aklıma gelmezdi gülüm 
Bu da bana ders olsun!!!! 
Demek gidiyorsun... 
Böyle olsun istemezdim oysa!! 
Hazin vedaların bu baş dönmesi 
Cellat kırmızısı bir hüsrandı yollarda. 
Sen öğretmen çıktığın yıl 
Çırılçılgın bir ağaca soyunmuştu vişneler 
Eyvahhhhh....... 
Esmer bir ağıdı bileylemişsem 
Cinnetin ucunu yakmışsam bir kez 
Cehennemin nizamiye kapısındaysam 
Ateşten bir nehre dönen bu isyan 
Hep o gül yangınına kanat çırpar 
Ve en korsan şarkılar yüzünü şarapla yıkar. 
Gidiyorsun demek... 
Ben bunu haketmedim!! 
Ne varsa aşka ve cesarete dair 
Sırtlayıp o büyük yangınınla git. 
Hadi durma,gençliğimin vebalini, 
Ve sevgisiz hayatımızın bedelini ödemeden git.. 
Bu şiiri sana armağan ettim 
Yanına almayı unutma sakın 
Issız gecelerde okur ağlarsın
Kimseler görmese de kanarsın gülüm
Neler çektigimi o gün anlarsın!!!
Sonbahar yağmuruyla ıslandım sokaklarda 
Ağladım ikimize senden çoook uzaklarda. 
Şimdi hüzün makamında bütün şarkılar
Bu yorgun ses,bu kör lamba,bu ateşi sönmüş soba
Tanığıdır yanlızlığın,pişmanlığın tanığıdır. 
Çünkü,çünkü benim kitabımda, aşk bir defa yaşanır.. 
Demek gidiyorsun... 
Git.......................... 
Bir yanda ölümün alnındaki ter 
Bir yanda suya düşen sardunya 
Ve sabahın saçlarındaki kırağı kadar ışıyorsun 
Hadi durma, 
Sırtlayıp o büyük yangının vebalini 
Ve sevgisiz bir hayatın bedelini ödemeden git. 
Bilirsin,gecenin en karanlık olduğu an 
Sabahın en yaklaştığı zamandır 
Ve hiç bir şey hakkında bildiğimiz her şey 
Aslında YALANDIR.... 
Demiştim ya... 
Sen öğretmen çıktığın yıl 
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi yaprak dökmüştü dar ağacı, 
Hüzün sarısı yapraklarını 
Akşamlarım olmuştu,kuduz gecelerim 
Göz yaşlarım ağlamıştı 
Bir uzun yolculuk düşmüştü peşime 
Çırılçılgın bir ağaca soyunmuştu vişneler. 
Demek gidiyorsun... 
Git... 
Bu şiiri sana armağan ettim 
Yanına almayı unutma 
Belki soban sönmüş,kitabın bitmiş,dizlerinde battaniye 
Yanlızlığın iç çekişini duyarsın 
Paketteki son sigaran 
Ve titrek bir mum alevi hüznüyle geçmişe dalarsın 
Kimseler görmese de kanarsın gülüm. 
SEN DE YANARSIN ??????