Gölgeleri Kullanmak

Ahmet Oktay

İşte bir ses geçiyor sıkıntıdan 
baksam pencerede yağmur da var, 
hani saçlarını ya da göğsünü 
çok ince bir hüzünle bezeyen. 
Oyuncaklar da var yalnızlıktan 
bir parkta ölümü güzel kılar, 
hani sarmaşıkça uzandığın yatakta 
durmadan aşıladığım sana. 

Hayır yaşamıyor suda o balık, 
bir yanıltı daha çiçek aldığım. 
Herkesin bebeği var odalarda 
ölüme ve daha sıkılmak için. 
Uzayan sakalım sabaha kadar 
uçup giden bir kuş koynundan, 
belki yanında bile olmadım. 

Eğildiğin sular da yalan 
salınıp duran gemilerle aldanma. 
Demiyorum hiç mi olmasın kokun, o yatak. 
Ben umutsuzluğun domino taşı 
şimdi açım, suskunum bak. 
Hele bir çağırsın kanın türküsü 
hele bir kıpırdasın kumsalda 
ağları ve renkli balıklarıyla halk, 
silâh tutarım dağlarda. 

Bu oda emanet, hadi uzan, 
şimdi ellerim de çok nazlı 
bir karanfille kanar. 
Sunduğum bu yalnız, çocuk ülke, 
bak, gece de göğsümde çok ağır, 
şaşkın değilim ama silahımı yitirdim. 
Gelsin leylâkların açma zamanı 
mümkün silâhımı halkımla bulmak. 

Hadi uzan özlemim kadar, 
bulutlar gidiyor, şimdi işim 
çoğaltıp gölgeleri kullanmak.