Satraplar

Onat Kutlar

bulutlu bir sabahtı  
               yalnızlık  
saatin kumlarıydı sanırım yüzüme çarpan  
                ivecen  
               kalabalık  
       ağır ağır uzaklaştı orman  
            ve deniz günleri  
              geride kaldı  

         çölü kesti bir martı  
               bir çığlık  
 taş kanatlarla vurdum uzak dağlara  
               ardımdan  
         gelen yok, sanırım  
       cebi çiçeklerle dolduran  
        gül ve kiraz bahçeleri  
                yandı  

        altımda geçmişin atı  
            omuzlarımda  
 saçlarının uzun yıllar ördüğü kaftan    
               karardı  
        sanırım dönmeyeceğim  
sislere gömüldü çoktan eski günlerin  
              bulanık  
              tapınağı  

         dönüyor güz kartalları  
               yaklaşık  
satrapların gömütüne, boz kayalardan  
           nerdeyse inecek  
               karanlık  
köşede gözlerini dikmiş üç başlı köpek  
              sızan kana  
                baktı  

                artık  
       ırmağın sonuna vardık