Doğunun Sonsözü

Hilmi Yavuz

bir gece çölemerik üzerinde
bakır bir bilezik gibi hilali
gördü
                 ezik çiğdemleriyle elazığ
                 acı dağlarıyla ergani
dersim pulumur, horasan
ibrahim talu'nun oğlunu gördüler
ve bir keçe kilimi andıran elleriyle
göğü bir beşik gibi sallayan
fatma'yı zeynel'in ayalı
kimse bizim sevdamızı anlatamadı
                 ne mem u zin hikayesi
                 ne de ahmede hani
yaylalar kelepçeydi asi fırat'a
en büyük mahpushane dağlardı
ve dicle, fırat'ın helali
çoktandır akşam denen sanata
alışmış olmanın acısı
kavuşmuş olmanın hayali
               ile akardı
köpüğünü kanata kanata
bir gece diyarbekir'den hozat'a
ayın kızıl bir karpuz gibi
çatladığını gördü
bir heybenin morardığını
ve ölümün bir zerdali
ağacı olup köpürdüğünü
nazif ergin, müfettiş-i umumi
muğlalı paşa ve vali

işte doğunun dünü, bugünü
yaşamış olmanın tuzu, ekmeği
ve yarını, acının düğünü
gibi duyursun bizlere
açsın bir yufka gibi umudu
türküleri yeniden yoğursun
közlesin ağıdı, melali

Kaynak: Doğu Şiirleri