Hüdâyi

Olcay Yazıcı

Evvel ilham, âhir sözdüm
Kabukta kilitli özdüm
Oluş şifresini çözdüm:

Dîvan kuruldu Hüdâyi
Sular duruldu Hüdâyi

Hikmeti düğümlü dildim
Eşyanın sırrını bildim
Bütün eldeleri sildim:

Yeğnildi yüküm Hüdâyi
Kaygım, ‘son hüküm’ Hüdâyi!

Korkularım, melâlim var
Yıllar yılı gönlüm hep dar
Bir ‘kapı’ oldu Üsküdar:

Alevdim, söndüm Hüdâyi
Hüdâ’ya döndüm Hüdâyi

Kırk yıl ne geçti elime?
Cemre düşürdün çölüme
Aşkın şerh oldu ölüme:

Zamanı böldüm Hüdâyi
Ölmeden öldüm Hüdâyi!

Köhnelikte ‘düş sarayı’
Esrar perdeler ara’yı
Buldum arayı arayı:

Gül özünde bal Hüdâyi
Dergâhına al Hüdâyi

Görklü Çalap, keremi bol
Derya içre ‘emin bir yol’
Bîçareyim, mürşîdim ol:

Hüznümü dağıt Hüdâyi
Bitsin bu ağıt Hüdâyi!