Nefis

Nefis insanın özü, ifadesi ve hızı,
Hep değişik havalar çalar elinde sazı...
Ona takılan er-geç yerin dibine iner,
Gemler beden kullarını, sırtlarına biner. 
Nefisle ölüler diri diriler de ölü,
Her biri benliğinin mezarına gömülü...
İnsanî duygular birer zaaf, nefis bir avcı,
Onun ağına düşmek acılardan da acı... 
İnsan bu serkeş ata gem vurup bağlamalı,
Ona her takılışında bin yıl ağlamalı..! 
Nefisle rıza ufkuna ulaşanlar da var,
Dolaşır onunla ve her yerde Hakk'ı arar. 
Şölene gidiyor gibi yıldızlar arasında,
Ruhlara komşu olur göklerin verâsında. 
İlerler nurdan tâklar altında zaferlerle,
Buluşur bu ışıktan iklimde meleklerle...
Ve her yerde ayrı bir bozgun yaşar karanlık,
Bu mavilikte, nefis de ruh gibidir artık. 
Uçar sürekli melek kanatları altında,
Erer göz görmemiş sürprizlere Hak katında. 
Hep renk ve ses yağar bu atmosferden içeri,
O ilk kudsîlere yağdığı gibi benzeri...
Mekanlar silinir-gider, zaman mevhumlaşır,
Bu ufka eren nefis gider Hakk'a ulaşır...

Kaynak: Sızıntı, Mayıs 1997