Mahzûn Dağ

Târih gibi çok eski ve kendin gibi sanlı,
Bir ulu kavgadan muzaffer çıkmıştın şanlı;
Bir kaç düzine canlı, üç beş tane îmânlı;
Gelip konmuştu bağrına mahzûn ve hicranlı...
Sendin dağlar arasında o biricik namlı,
Lutf u gazabı birleştiren yüce ünvanlı!
Şimdi binbir ızdırâpla sessiz ve de gamlı;
Az ötedeki bir hercümerçten ki çok kanlı...
Tûfânla yok olan milletten daha buhranlı;
Durdukça baş ucunda uğursuz hafakanlı;
O aşılmaz zirven kalacak dâim dumanlı..!