Bayram Sevinci

Ölüm ayrılık ama, bize bayram sevinci,
Hoşnud ise Yaradan yolda bulunmuş inci. 
Gözsüzlere bu dünyâ bir güzellik meşheri,
Germiş ağını her yörede ayrı bir peri... 
Bu büyülü iklime kendini salan insan,
Serâzâd arzular içinde... ve zaman zaman; 
Rûhunu sarar simsiyah perdesiyle yokluk,
İnkârcı ruhlar için her zamanki burukluk...
Ölüm bize dümdüz yol, onlara bir sarp yokuş;
Hak'ka varan yollarda yokuşlar bile pek hoş... 
İnançsızın murâdı her zaman kâf dağında,
Dünyâ irem olsa da onunki sel ağında. 
Biz de yatar kalkarız tıpkı ekinler gibi,
Onlarda devrilme ölüm, sarsan yel bir tipi... 
Doğrulun kör yığınlar, doğrulun O’na dönün!
Gelmeden akın-karanın ayrılacağı gün... 
Yaradan bağışlar, rahmeti kahrından artık,
Biraz döğünün kapısında ağlayın artık! 
Ceyhun olan gözyaşı eritir dağı-taşı,
Gönülde hüzün ağı her ibâdetin başı... 
Geril ibâdetle, uç semâvî ülkelere!
Ve eğilmesin başın yerdeki gölgelere..! 
Yolda ölüm olsa da, bize bayram sevinci,
Hoşnud ise Yaradan yolda bulunmuş inci...