Uhrevî Esintiler

Hissediyorum yavaş yavaş ihtiyarlığı,
Çatladı artık hayat rüyâsının billûru...
Kirpiklerimin ucunda ötelerin nûru...
Bir başka aydınlık görüyorum yaşlılığı... 

Gençlik tutkularından uzak, hep ötelerde,
Tülleniyor gözlerimde Sonsuz’un serhaddi.
Zaten bir zaman rûhumu saran hayâlimdi,
Şimdi gönlümde agaran şeyler perde perde... 

Artik ne şafak arzusu, ne akşam tasasi;
Yok düşüncemde hiçbirinin o eski yeri;
Ayni şey bence dünyânin lezzeti-kederi,
Meltemi-sabâsi ve tûfânı-fırtınası... 

Ne eski köşkler, ne yeninin gökdelenleri,
Ne kırların lâlesi, zambağı, papatyası;
Ne yokluğun acısı, ne varlığın safâsı;
Ne de dünün dillere destan ma’mûreleri... 

Artık hiçbiri bir şey anlatmıyor kendince.
Felek devirdi hepsinin kâsesini bir bir...
Ve şimdi dalgalanıyor derûnumda tekbir:
"Allah bes bâki heves!" işte hayat bu, bence. 

Geceler gündüzlerle içiçe ve aydınlık,
Yıllarca kaderden beklediğim buymuş meğer;
Uğrunda bin ömür fedâ edilmeye değer,
Bir dünyâ ki, yok hiçbir yöresinde karanlık... 

Elvedâ gece gazelhanlığına, elvedâ...!
Ve yarasalar yarasalarla kalsın artık.
Işık dalgaları içinde yüzerken varlık,
Karanlığa türkü söylemek bir kuru sevdâ...