İpler Ve Ekler Biriktirirken Yüreğim

Akgün Akova

ipek böcekleri 
ipek böcekleri 
çin gibi çocuktum kozalarınızı biriktirdim 
japon bahçelerimi tırtıllar yedi 
kore'ye uçtu kelebeklerim 
ipek böcekleri 
ipek böcekleri 
kanaryalayamayan kapı zilleri biriktirdim 
ve yalnız kalabalıklar taç yapraklarımda 
kokulu zarfların içinde 
              dudaklarını 
              yürek yollarıyla postalayan kadınlar 
ve sularını denizlerin sömürdüğü göller 
onları da biriktirdim büyük bir özenle 
Boğaz Köprüsü'nde nöbetçi polislerden 
              topladığım intihar mektuplarını 
ve kırık kollu dilenci çocukların dizlerime bıraktığı 

"Düşmez kalkmaz bir Allah'tır. Verem hastasıyım, 
   hiçbir yerden gelirim yok. Üç çocuk ailem ve ben 
   aç, sefil ve perişan durumdayız. Yardımlarınıza 
   muhtacız. Bizlere yardım ederseniz Allah'ın rıza- 
   sını ve bizlerin duasını kazanmış olursunuz." 

yazılı yıpranmış kağıtları 

şimdi burda, tüy birikintilerine çarpıp martıların 
denize köpük tüküren şehir hatları vapurunda 
şimdi burda, kulağınızın ipek yollarında 
yakıp kül edin diye söyleniyorum ölünce beni 
şair kemikleri biriktiren birinin eline 
                                        düşerim endişesiyle 
ateşi yeğliyorum toprağa 

ipek böcekleri 
ipek böcekleri 
büyük aşklar büyük sevişmeler yaşadım 
örgünüzün inceliğinde unutun beni