Balkon

Yılmaz Arslan

balkon ki ürpertir karaşın çocukları
elinden alıp bütün oyunları, mayınlara sürer
sürükler mayıslara  sürmeli gözlerini
sorgusuz sualsiz ve aşksız uçurur onları
tenhalarda öpüp kalplerinden, üşütür aysberg ellerini
 
balkon ki ağlatmaz yapraklarını: ıtır ve sardunya...
niçin bakmasın çocuklarına o, ayışığıdır sözleri
ölürse anneler, ezberletir fırtınayı ve dolunayı
anneler ölürken yükselir merdiven, bir gemi
yelken açar dünyaya, bir ağaç kabuk atar
üşür bir tay; geceler mesken tutar rüyayı
 
anlatma bilinmez öyküsünü kalemlerin ve söylenceyi: siyah
suskunluklar onarabilir bahçemizdeki sara'yı
ve ölür balkon birdenbire: böldüğünde uykumuz
çocuklardan artakalmış en ince yarayı
 
küldür nehirler: biraz soluk beniz, biraz ahşap
ejderhadır akşamlar ve aşklar: kırar boynundan aynayı
ve hangi kadın istemez; gözlerinden okşanmayı
 
bir tren yolu kadar uzak ve eski
bir siren kadar ahmak ve iş edinmiş kendine riyayı
anlatıp gölgelere yalnızlığını tenha kamış
övgülerle üşütmüş teni; düşürmüş orada balkon:
kalbindeki yenik pia'yı...

1997