Sır

Mehmet Nacar

Yürek ezberledi, hasret sözünü,
Saniyeler yıldır, anlarım asır.
Aklım çözemedi, işin özünü,
Yüzünde gamzeden nakışları sır

Boynunu bükerek, karşıma çıkar,
Hüzünlü gözlerle yüzüme bakar.
Kadife teninden çeneye akar,
Emsalsiz inciler döküşleri sır.

Kendini kaptırmış, çıldıran sele,
Umutla yapıştı, uzanan ele,
Mutluluk içinde, gülerken bile,
İçini inceden çekişleri sır.

Kalbimi eline alışlarında,
Tatlı hülyâlara dalışlarında,
Karşıdan edalı gelişlerinde,
Yavru keklik gibi sekişleri sır.

Gizemli bakışı ummanı yakar,
Şaraptan ırmaktır, gönlüme akar,
En masum haliyle yüzüme bakar,
Büyüler fışkıran bakışları sır.

Kahırları bana, sevgisi kime..?
Ebedi sultandır, mahzun sevi'me.
Kapısız bacasız gönül evime,
Bin gizli yol bulup, akışları sır.

Rüzgârda savrulan saçının teli,
Kelepçeyle sarar, okşayan eli.
Zavallı yüreğim sevdi seveli,
Sönmeyen korlarla yakışları sır.

Gaziantep