Evler

Behçet Necatigil

İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar. 
İrili ufaklı, birbirinden farklı, 
Ahşap evler, kâgir evler yaptılar. 
Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, 
Evlerin içi devir devir değişti 
Evlerin dışı pencere, duvar. 

Vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde 
Kalbi kara insanlar oturdu. 
Gündelik korkuların çökerttiği evlerde 
O fıkara insanlar oturdu. 

Evlerin çoğu eskidi gitti tamir edilemedi 
Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi. 
Kimi hayata doymuş göründü, 
Bazıları zamana uydular. 
Evlerin içi oda oda üzüntü, 
Evlerin dışı pencere, duvar. 

Evlerde saadetler sabunlar gibi köpürdü: 
Dışardan geldi bir tane, nar gibi, 
Arttı, eksilmedi. 
Evleri felaketler taunlar gibi süpürdü: 
Kaderden eski fırtınalar gibi, 
Ardı kesilmedi. 

Evlerin çoğunda dirlik düzen 
Kalan bir hatıra oldu geçmişte. 
Gönül almak, hatır saymak arama. 
Evlatlar aileye asi işte, 
Bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden. 
Evlerde nice nice cinayetler işlendi, 
Ruhu bile duymadı insanların. 
Dört duvar arasında aile sırları, 
Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın 
Gözyaşlarıyla beslendi. 

Küçükler, büyük adam yerine evlerin kiminde: 
Çocukları işe koştu kalabalık aileler. 
Okul çağlarının kadersiz yavruları 
Ufacık avuçlardan akşamları akan ter, 
Tuz yerine geçti evlerin yemeğinde. 
  
İnsanların kaderi besbelli evlere bağlı: 
Zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar, 
Kendi seviyesinde evler kız verdi, kız aldı 
Bazıları özlediler daha yüksek hayatı, 
Çırpındılar daha üste çıkmaya 
Evler bırakmadılar 

Yeni yeni tüterken ocakların dumanı 
"Kadın en büyük kuvvet erkeğinin işinde" 
Erkekleri kaçtı, kadınları kaçtı 
Evler dilsiz şikâyet kaçmışların peşinde. 

Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı; 
Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar 
Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı 
Ama size hiçbir hisse ayrılmadı 
Duvar dipleri, yangın yerleri halkı, 
Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar!