Yikicilar Geldiler

Metin Altıok

Ve evin yüzü burkuldu
Bir kipirti vardi şakaklarinda.
Yikicilar geldiler, çatidan başladilar.
Kiremitleri topladilar birer birer.
Tahtalari söktüler, kanirtip çivileri
Ellerinde keserler.

Animsar misin denize karşi oturmuştuk.
Ikimizde arkamizi dönmek istememiştik kiyiya.
Susmuştuk uzun bir hesaplaşmayla.
Iki sevgili vardi yan masada;
Umurlarinda bile degildi deniz,
Alinlari birbirine degecekti az daha.

Yikicilar geldiler,
Çikardilar kapi ve pencerelerin pervazlarini.
Kör gözleri ve açilmiş agziyla
Kaldi temelleri üstünde umarsiz ev.
Sira balyozlardaydi artik,
Çelik iskeletini evin ortaya çikarmak için.

Benim gögüs kafesimde bir iskete,
Iskeletimin bekçisi, içten bagli kemiklerime.
Siçrayip duruyordu ordan oraya,
Duyuyordum kipirtisini içimde.
Bir bulut geçiyordu senin gözlerinden.
Oturuyorduk; ben kizgin çölüm, sen yildizsin gögünle.

Yikicilar geldiler;
Düştü gürültüsüyle yüzü köhne evin,
Göründü bazi odalari ve iç duvarlari.
Ayni renklerle boyanmiş sofasi, isli mutfagi.
Bir kesit kalmişti geriye şimdi o evden
Eski bir yaşantiyi simgeleyen

Çikip yürümüştük kiyi boyu
Benim sivasi dökük yüzüm, senin çocuk gözlerinle.
Oysa sen yürümeyi sevmezsin.
Nasil da degişmişti görünüşü
Yillardir görmedigimiz kentin
Yürümüştük anisiyla eski cumbali evlerin.

Yikicilar geldiler, yiktilar bütün duvarlari.
Yalniz temel kaldi geriye ve birkaç tugla kirigi.
Iş araçlarinda artik,
Bir canavar agziyla deşmek için topragi.
Ve temizleyecekler kazilan yerlerde
Bizden kalan balçigi.