Biz Taşra Memurları

Rıfat Ilgaz

Kamyondan indiğim gün,  
Tanıttılar kahve arkadaşlarımı,  
İlk çayı kaymakamdan içtim  
İlk sigarayı tapucudan  
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diye,  
O akşam oynadık ilk prafayı,  
Kapıgı beş kuruştan  
Yemekten sonra çalındı  
En güzel plak şerefime!  
Dert yanarken gazetelerden  
Dört günlük diye en yenisi,  
Almaz oluverdik elimize.  
Bir kasabanın da bulunur kendine göre  
Taze havadisi;  
Akşama doğru,  
Selami Efendiyi dinle yetişir!  
Çok geçmeden bizim de karıştı  
Dedikoduya adımız  
Benim de merhabasını kolladıklarım oluyor  
Yer gösterip kahve ısmarladıklarım.  
Bile bile yenildiğim de oluyor  
Bizim muhasebeciye;  
Maaşımız vilayet bütçesinden,  
Pamuk ipliğine bağli mesken bedelimiz  
Geçinmeye geldik !  
Girince Ihsan Efendi,  
Şöyle bir doğrulacaksın ister istemez  
Biz seçmezsek de mutemedizdir.  
Defter açmışız dükkânında  
O bilir tutarını maaşımızın,  
Başkandır yüzde yüz bu seçimde  
Arkası dağ gibi kaymakama dayalı.  
Kapı bir komşumuzdur,  
Kurtarır bizim sokağı çamurdan  
Hiç olmazsa köşe başına  
İki fener olsun astırır  
Kaymakam hoş sohbet adam  
İyi bektaşi fıkraları bilir.  
Hoşlanmasak da güldürür bizi,  
Karışmaz girdisine çıktısına kimsenin,  
Bayılır horoz dövüşüne  
Cami avlusunda kazanılmış  
Ne ünlü dövüşler biliriz!  
Kendi havasında Burhan Bey  
Dayanamaz peynirli pideye;  
Kimin yoğurdu kaymaklı  
Kimin yağı kekik kokar,  
Ona sor!  
İşinin ehli adamdır severiz  
Esnafa yıkım olmadan,  
Ayırır akla karayı...  
Şunun şurasında kaç kişiyiz ki,  
İste geldik gidiyoruz,  
Ne çıkar kötülükten!  
Gördün mü sorgu hakimini,  
Dünya umurunda değil,  
Nesine gerek elin beş keçisi.  
Piket tam meslek oyunu  
Kim demiş dut yemiş bülbül diye  
İste çözüldü dilinin bağı,  
Yüzlük kagıt var elinde...  
Bu kahvede geldi Bekir Efendi'nin  
Emeklilik emri...  
Çok iş var daha onda.  
Kim ne derse desin, aznifte yok üstüne  
Bayılır dört koluna bu oyunun.  
Nargilenin marpuçu bir elinde,  
İşte öbüründe domino taşları  
Sor, eliyle koymuş gibi bilir,  
Düşeş kimdedir...  
Hele bak, bir domuzluğu var,  
Hem dübese yirmi beş yazdıracak.  
Hem bağlayacak dört başı  
Kolayına mı usta oldu  
Tavlada ormancımız;  
Altınla ödedi her pulunu teker teker,  
Kendi kapısından iyi bilir, Se-yek kapısını  
Plaka tutmasına  
Hesab-ı cariden fazla yatar aklı  
Banka müdürü'nün.  
Hani Veznedar da yabana atılmaz  
Bakma para sayarken  
İki de bir süngere yapıştığına,  
Sen hüneri kağıt düzerken gör!..  
Kahveden yönetir nüfusçu'muz  
Doğumla ölümü.  
Can ciğerdir Doktor'la;  
Şüphelidir yediklerinin ayrı gittiği.  
Başkâtibin çayı kıtlamadır,  
Kaymakam'ın gözünün önünde,  
Çay bardağında çeker konyağı,  
Yudum yudum çaktırmadan;  
Küçük yer söz olur!  
Hacizde olsa gerek icracı,  
Bugünde bulunmadı yoklamada,  
Hesabına çek iki çizgi daha,  
Kaldırır  
Köylere çiımış olacak,  
Havalar da soğudu  
Hayvanı çift heybelidir,  
Benzinsiz çıkılmaz yola.  
Hele dönsün, bir âlem yaparız  
Komutan'ın evinde;  
Yeni plaklarımız da var.  
Heybeler boş dönecek değil ya,  
Kızarmış iki tavuk olsun bulunur,  
Arpalıktan dönüyor!

Kaynak: Toplu siir Dizisi 3 Yasadikça (Çinar Yayinlari)