Bir Ana

Necati Cumalı

Kadın çamaşırdan dönüyor olmalıydı 
Kolunda bohça, sert soda kabartmış ellerini 
O yaşta bütün yahudi kadınları gibi 
Sırtında eski bir siyah kadife hırka 
Bir şikayet yorgunluk ifadesi bakışlarında 

Küçük, çilli, dik kızıl saçlı 
Satılmamış gazeteleri koltuğunda 
Üşüyen bütün küçük çocuklar gibi 
Burnunu çeke çeke, avuçlarını hohlıya hohlıya 
Sürterek eskimiş kunduralarını 
Ayak uyduruyordu anasının adımlarına 

Onlar önde, ben arkada 
Bir mart gecesi on birden sonra 
Taksim’den Tünel’e kadar yürüdük 
Alçak sesle konuşuyorlardı aralarında 
Sanki bir değirmen ağır ağır dönüyor 
Hayat ağır ağır akıyordu 
Bulanık, kirli nehirler gibi 
Büyük, karanlık binalar arasında