Duman

Behçet Necatigil

Bir dumanla dolmuş dünya 
Boğucu bir duman 
El yazması bir kitapta 
Bir hikaye okudum: 

Bakırcılar bir zaman 
Bir koca kazan yaptılar. 
Bakırcılar gece oldu, evlerine gittiler 
kazan kaldı dükkanda 
Sabah ola, aşlar pişe 
Sabah ola, o da gide 
Bakırcılar gittiler 
Kazan kaldı dükkanda. 

Kazan bekler 
Saatler geçer gece 
Bir büyücü gelir girer içeri 
Çalıp gider bu kazanı gizlice. 

Issız bir dağ başında 
Ateş yakar büyücü 
Yanma ateşim yanma 
Ateşin elinde mi? 
İçinde tılsımlı su 
Kazanım kaynama 
Kazanın elinde mi? 

Şeytan gelir, sorar 
Kaynattığın kazana 
Açlık, ölüm kattın mı? 
Kattım. 
Fitne, fesat attın mı? 
Attım. 

Kazan kaynar 
Kaynadıkça kara kara 
Bir duman çıkar 
Duman gider dağlara. 

Karşı yatan yüce dağlar 
Eğilin de duman geçe! 
Dağlar saf, çocuk gibi 
Kötülük olduğun ne bile? 
Dağlardan esen rüzgar 
Dumanı iletin hele! 
Rüzgar saf, çocuk gibi 
Kötülük olduğun ne bile? 

Duman aşar dağları 
Azar azar 
Şehirlere, köylere 
Duman uzar. 

Odalara, evlere 
Duman sızar, 
Gören gözler görmez olur 
Duman girer kıvrıla kıvrıla 
İnsanların kalplerine kadar. 

Göz gözü görmüyor bu zamanda 
Bu dumanı yok etmenin çaresi 
Kitap yazmıyor.