Şiirler, siirleri.org

Layya - üç

Sıtkı Caney

şehir yorulmuş
bir kırık testi
sulara veda

yolumu kesti
ağlayan bir kuş
dağlara veda

sıla kül olmuş
bir rüzgâr esti
in cin elveda

sevda bir sisti
kaldı arkada
leylak yok olmuş

nevrûz dağlarda
güzel bir histi
şimdi kurumuş

deme hevesti
bir aşktı layya
içime konmuş

istanbul bir gece ve bir garip düş
ölüler mezardan kalkmış gibiydi
yürüyüş yürüyüş yine yürüyüş
yaklaşan mahşerin sırlı eliydi

unutmam geceydi ve tam bu saat
bir kadın köprüde öksürüyordu
şahlandı içimde saklı duran at
kadın suna olmuş ve yürüyordu

ne bir rüyaydı bu ne hayaletti
gördüm bizzat gördüm ve koşuyordum
kaba sığmaz bir ruh bir tutam etti
ruhuyla layyanın konuşuyordum

varınca köprünün tam ortasına
kaybolmuştu layya öylece durdum
kurşunlar doldurdum azap taşına
işte tam orada kendimi vurdum

bir çift göz ve deniz kana bulandı
depremler içinde şiir ocağım
uykudaymış meğer bu ölüm andı
uyandım büsbütün kayıp yatağım

vurulur tutkular birgün arkadan
tükenir gençliğin kara sevdası
kahpeler çekilsin artık aradan
kana bulanmasın aşkın duası

bir mektup çığlığı her gece veda
uzakta uzakta köy bülbülleri
kaçmak gibi belki ağlamak ya da
minnacık gencecik kızın gülleri

kararan yanıma bir dünya düştü
aç bana ey şiir ilk yüzlerini
kalbe dilim dilim bir rüya düştü
diyemem diyemem ilk sözlerini

aşklar ki azaptan ve demet demet
bir azap için mi öter bülbüller
yaklaşan seslerin içinde hasret
açıyor bu hasret içinde güller

beni ey tanrım de aşklardan yarat
bir bengisu gönder çıldırıyor aşk
dünya bir kahkaha inliyor saat
korkular içinde yemyeşil başak

sonsuz çığlıklarla derdi dinmeyen
gençlerin ruhunu ben hançerledim
o coşan gönlüne hükmedemiyen
bir kızın sesine kendimi verdim

bakıp durdum sana çılgın ve şaşkın
ve düştüm o meşhur belalı derde
sesler sırrı gibi sendeki aşkın
kaynıyor kaynıyor bilinmez yerde

aşk ver ey can gülüm bize bir aşk ver
bu aşk parça parça cinnet ve neşe
yağmurlar yağar da caddeler titrer
ben bir şey ararım hep köşe köşe

sen aşkı çıldırtan bir garip kızdın
ne sunaydı adın ne de canandı
eridin eridin içime sızdın
benim yalnızlıkta hafızam yandı

soldu menekşeler kokular bitti
ve kelimelerim bitecek gibi
aşk bizi bırakıp ilk ana gitti
ellerim evreni itecek gibi

zaman bir an gibi birden biterken
ben son kelimeyi seçemiyorum
aşklar için çok geç ya da çok erken
şiire bir kefen biçemiyorum

bir şiir yazılmış eksik ve yarım
şafaklarsa henüz kurşunlanmamış
layyanın uykusu ve rüyalarım
alevler içinde henüz yanmamış

bu şiir ne diye sormadın layya
bilseydin yeni bir mevsim olurdu
sonunda kendini vurmadın layya
göründü kayboldu sevdanın yurdu

çengelkoy kıyısı bekârderesi
sokağında yoksul bir evde şimdi
kaybolur sesimde layyanın sesi
kimdim ben bilinmez ve layya kimdi

kapanır senin de gözlerin layya
fakülte kapısı yerinde durur
beni deli etti bir garip rüya
seni de perişan bir garip gurur



Sıtkı Caney  |
Puan: 1.75 / 4 Oy
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Arkadaşına Gönder     Yazdır     Hata Bildir
Bu şiire link vermek isterseniz aşağıdaki linki kullanabilirsiniz
Bu şiire bir forumdan link vermek isterseniz aşağıdaki linki kullanabilirsiniz